Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber Cenab-ı Allah’a sığınıyorum. “Allah’tan başka ilah yoktur. Hayy’dır, Kayyûm’dur. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutar. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlûkların önünde ardında ne var, hepsini bilir. Mahlûklar ise O’nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O’nun kürsîsi gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O’na ağır gelmez, O öyle ulu, öyle büyüktür.” Bu duayı taşıyanla beraber, “Yarattığı şeylerin şerrinden, karanlığı çöktüğü zaman gece- nin şerrinden, düğümlere üfleyip büyü yapan büyücü kadınların şerrinden ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden”, “Ne doğuran ne de doğurulan, ne de herhangi bir şey Kendisine denk olan” Ehad, Ferd ve Samed Rabbime sığınıyorum. Onların hepsinden aynı şekilde “Sabahın Rabbine” sığınıyorum. Yine, “İnsanlara vesvese veren insî ve cinnî şeytanların şerrinden, insanların Rabbine, yegâne Melikine ve İlahına”, Mâlikü’l-Mülk olan Allah’a sığınıyorum.
Allahım! “Sen mülkü dilediğine verir, dilediğinden de çeker alırsın. Dilediğini azîz, dilediğini zelîl kılarsın. Her türlü hayır yalnız Senin elindedir. Sen elbette her şeye kâdirsin.” “Göklerin ve yerin hazinelerinin anahtarları O’nun nezdindedir. Dilediğinin nasibini bollaştırır, dilediğinin de daraltır. Çünkü O, her şeyi bildiği gibi her duruma en uygun olanı da bilir.”
Bu duayı taşıyan ve okuyanlarla beraber yerin üzerine düş- mesin diye göğü tutan, idraklerin ihata edemeyeceği Ululardan Ulu Allah’a, ne bir iyinin ne de bir kötünün aşamayacağı birbirinden güzel isimlerine, Ümmü’l-Kitap’a, Seb’u-l-Mesânî’ye, Kur’ân-ı Azîm’e, İsm-i A’zam’a, Allah’ın tastamam kelimât-ı tayyibesine, nuru vechine ve izz ü celâline sığınıyorum.
“Yemin ederim o saf saf dizilenlere, sevk u idare edip men edenlere, kitap okuyanlara ki, sizin İlahınız bir tek İlahtır. Biz dünyaya en yakın semayı yıldızlarla süsledik. Ve orayı her türlü şeytandan koruduk. Onlar Mele-i Âla’ya yükselip dinleyemezler ve her taraftan bombardı- mana tutulurlar. Dinlemeye kalksalar kovulup atılırlar. Hem onlar için devamlı bir azap vardır. Ne var ki içlerinden birisi bir söz kırıntısı kapmayı başarırsa, derhal yakıcı ve delici bir ışın onu kovalar.”
İbrahim’i Halîlullah, Mûsa’yı Kelîmullah, İsa’yı Neciyyullah ve Muhammed’i (alâ nebiyyina ve aleyhimüsselâm) Habîbullah edinen Rab- bime sığınır, binler defa, “Gerçek güç ve kuvvet sadece Aliyyü’l- Azîm Allah’ındır ve sadece Allah’tandır.” derim. Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehl-i beytine ve insanlık âleminin gözde nesli olan ashâb-ı kirâmına salât ve selâm olsun.