İmam Nevevî Hazretlerinin Hizbü’l Hıfz’ı
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım ve onların din ü diyanetleri ve malları üzeri ne bin kez Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım, onların din ü diyanetleri ve malları üzerine binler ve binler kez Bismillahi “Allahuekber. (3 defa)” Nefsim, dinim, ailem, evladım, malım, arkadaşlarım, onların din ü diyanetleri ve malları üzerine binler ve binler ve binler kez “lâ havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm.” Allah’ın ismiyle başlar, O’nun lütfuna iltica eder, her hayrı O’ndan bekler, azabından yine O’na sığınır, O’na dayanır, ne yaparsam O’nun için yapmaya çalışır ve gerçek güç ve kuvvetin sadece O Yüceler Yücesi’ne ait olduğunu ikrar ve itiraf ederim. Dinimi Allah için yaşar, nefsimi Allah’a vakfeder, evlâdımı O’nun yolunda yetiştirmeye çalışırım. Yine malımı Allah için infak eder, aileme O’nun bir emaneti nazarıyla bakarım. Rabbimin bana verdiği her şeyide, O nasıl kullanmamı isterse öyle kullanır, hepsine Allah’ın ismiyle teveccüh ederim. Yedi kat semanın Rabbi, yedi kat arzın Rabbi ve Arşı Azîm’in Rabbi olan Allah’ın ismiyle…
En büyük ve en yüce olan Allah’ın ismiyle. “Yüce ismi anılınca ne yerde ne de gökte hiçbir şeyin zarar veremeyeceği Allah’ın ismiyle ki, O Semî’ ve Alîm’dir. (3 defa)” Arzda ve semada en güzel, en hayırlı olan Allah’ın ismiyle. Allah’ın ismiyle başlar, O’nun ismiyle sonlandırırım. “Allah celle celâluhû. (3 defa)” O benim yegâne Rabbim; ben O’na açık gizli hiçbir şeyi şirk koşacak değilim. “Allah celle celâluhû. (3 defa)” Benim Rabbim, Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah’tır. O’nun kudreti benim korkup çekindiğim her şeyden daha büyük ve daha baş döndürücüdür.
Sana sığınırım Allahım, nefsimin şerrinden, başkalarının şerrinden ve Senin yaratıp kâinatın dört bir tarafına serpiştirdiğin mahlûkatının şerrinden. Senin korumana dehalet ederim onların hepsinden. Sana iltica ederim hepsinin kötülüklerinden. Onların zararlarını Senin inayetinle engeller, şerlerinden Senin sıyanetinle emin olurum. Zarar vermek isteyenlerin bana uzanan elleriyle kendi arama Senin yüce beyanını koyar ve şöyle derim: Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla. “De ki, O, Allah’tır, gerçek ilahtır ve birdir. Allah Samed’dir. Ne doğurmuş, ne de doğurulmuştur. Ne de herhangi bir şey O’na denktir. (3 defa)” Sağımdan, solumdan, önümden, arkamdan, üstümden, altımdan ve bütün çevremden verebilecekleri zararlara karşı da aynı tedbiri alır, Senin Vâhidiyet ve Samedâniyetine sığınırım.
Allahım! Kendim ve bütün o varlık için sadece Senin elinde bulunan hayırlardan diliyorum.
Allahım! Beni ve diğer mahlûkatını sevdiğin kullar içerisine al. Bizi koru.. bizi gözet.. bizi yakınlığınla sevindir.. içimize emniyet sal ve bizi güven içerisinde tut.. bizi muhafaza buyur.. bizi başkalarıyla değil Seninle, Senin yanında olanlarla eyle ve bütün insî ve cinnî şeytanların, haddini aşanların, hasetçilerin, yırtıcı hayvanların, yılan ve akreplerin ve “perçemlerini elinde tuttuğu”n bütün canlıların verebileceği zararlara karşı her zaman bizi koruyup kolla. “Yolun Rabbime ait olanı doğrudur.”
Rubûbiyeti altında bulunanların zarar ve kötülüklerine karşı Rabbim bana yeter. Yarattıklarının şerlerine karşı Hâlıkım bana yeter. Verdiği rızıkla hayatlarını devam ettirenlerden gelebilecek tehlikelere karşı Râzıkım bana yeter. Setredilmeye muhtaç varlıkların kötülüklerine karşı Sâtir olan Allah bana yeter. Yaratılışları itibariyle yardıma muhtaç olan varlıkların zararlarına karşı Nâsır olan Mevlâm bana yeter. Kahr u cebr altında yaşayan mahlûkata karşı Kâhir olan Allah bana yeter. Her zaman yardımıyla bana kâfî gelen O En Yüce Zât bana yeter. Ezelde bana yeten O Ezel Sultanı her zaman bana yeter. Allah bana yeter; o ne güzel Vekîldir! Bütün mahlûkatına karşı Allah bana kâfî ve vâfîdir. “Benim Mevlâm, o kitabı indiren Allah’tır ve O bütün salih kulların koruyucusudur.” “Sen Kur’ân okuduğun zaman, seninle âhirete inanmayanlar arasına görünmez bir perde çekeriz. Ve kalblerinin üzerine onu iyi anlamalarına mâni kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman, onlar nefretle arkalarını dönüp giderler.” “Allah bana yeter. O’ndan başka ilah yoktur. O’na tevekkül ettim. O, Arşı Azîm’in Rabbidir.” “Havl ve kuvvet, yalnız Aliyy ü Azîm Allah’a aittir ve O’nun lütfu iledir. (3 defa)”
Nefsimi “Bismillahirrahmanirrahîm” mahzenine gizledim. O mahzenin kilitleri Allah’a olan nihaî tevekkülüm, anahtarları da, gerçek havl ve kuvvetin yalnız Allah’a ait olduğu hakikatine yürekten inancımdır.
Allahım! Kendime gelecek bütün zararları, güç yetirebileceklerimi, yetiremeyeceklerimi her zaman ve yalnız Senin inayetinle defedebilirim. Zira Hâlik’ın kudretinin yanında mahlûkun kudretinden söz edilemez. “Allah bana yeter; O ne güzel vekildir! (7 defa)” Hakikî havl ve kuvvet sadece ululuk ve azamet tahtının biricik sultanı olan Allah’a aittir. Salât ü selâm da Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehline ve her biri iyilik ve keremde birer yıldız olan ashâbı üzerinedir. Salât ve selâm olsun O, İnsanlığın İftihar Tablosu’na, ehli beytine ve ashâbı güzinine.
Nevevî Hazretleri (1233-21 Aralık 1277), 13. yüzyılda yaşamış Arap hadis ve fıkıh bilgini.
1233 yılında Şam’ın güneyinde Neva köyünde doğdu. Doğduğu yere nispetle Nevalı anlamına gelen, ‘Nevevî’ olarak tanılır.
İlim tahsiline Kur’an ile başlayan Nevevi; hadis, İslam hukuku, ahlak, dil ve edebiyat alanlarında eserler vermiştir. Özellikle İslam Hukuku ve Hadis alanlarında zamanın ender şahsiyetlerinden olmuştur. Günümüzün özel Hadis fakültesi diyebileceğimiz, Şam’daki Eşrefiye Darül Hadisi’nin hocalığını yapmıştır.
Kırk dört yıllık hayatında, kırkın üzerinde eser veren Nevevi, özel yaşantısıyla da örnek şahsiyetlerden olmuştur. Bunların tümü önemli eserler olmakla birlikte; Rizayüs Salihin, Kırk Hadis ve Sahihi Müslim Şerhi oldukça meşhur olmuş ve Nevevi’nin ismiyle özdeşleşmiş eserlerdir. İmam Nevevi’nin yaşadığı dönemde İslam Dünyası büyük bir sıkıntı ve çalkantı içerisinde bulunuyordu.
Bir taraftan Haçlı Seferleri diğer taraftan Moğol istilası yüzünden İslamcoğrafyası büyük bir sıkıntı yaşamakta idi. Yaşadığı çağın insanlarını aydınlatma ve doğru yola iletme hususunda önemli gayretleri olan İmam Nevevi, 1277 (h. 676) yılında, kırk dört yaşında bu dünyadan ayrılmıştır.