Belaları Savmak İçin Okunacak Bir Yakarış
İmam Şâfiî (r.h.) Hazretlerinden Belaları Savmak İçin Okunacak Bir Yakarış
Rahman ve Rahim Allah’ın Adıyla,
Ey zikriyle bütün musibet ve zorlukların ukdesi çözülen!
Ey arzıhâller sadece Kendisine sunulan ve mahlûkatın bütün işleri Kendisine ait olan!
Ey Hayy u Kayyûm!
Ey Samed!
Ey zıddı bulunmaktan münezzeh!
Sen kullarının her hâlini görür ve gözetirsin. Melekût âleminin tek sahibi de yalnız Sensin. Benim giriftar olduğum belayı bilir ve hâlimi de görürsün.
Ey bütün mahlûkatın yegâne Yaratıcısı, Sen doğurmak ve doğrulmak, çocuk yahut baba sahibi olmak gibi mahlûkatına ait avârızdan münezzeh ve muallâsın. İnanan ve itaat eden kullarını azîz, inkâr ve isyanda bulunanları da zelîl kılarsın.
Allahım! Gam ve tasalar bütün ordularıyla kalbime saldırınca ben de huzuruna gelip ellerimi açtım ve dualarımla kapının tokmağına dokundum. Ne olur, ey güzel ihsanlarıyla kullarını sevindirmek şanından olan Yüceler Yücesi! Sonsuz kudretinle kederimi gider. Gider ki, dehrin amansız hâdiselerine karşı medet sadece Senin sürpriz lütuflarından beklenir. Zorlukları kolay hâle getiren Sen, bütün sebeplerin verasındaki Müsebbibü’lEsbâb Sen, sühûletle her güçlüğü halleden Sen ve kullarını yardımlarıyla sevindiren inayeti sonsuz yine Sensin. Lütfen ve keremen, işlerimizi kolaylaştır ve sıkıntılarımızdan çıkış yolları göster. Ya Rabbî ve ya İlahî! Ne olur, ihsanlarından mahrum bırakma, kapından uzaklaştırma. Uzaklaştırma ki, ey Rahmeti Sonsuz Rabbim, yakın-uzak tanıdıklarım da dâhil olmak üzere bütün kapılardan ümidimi kestim ve Senin kapına geldim.
Kullar Rahman’a secde ettikleri sürece, salât ü selâm Efendiler Efendisi şanı yüce Nebî’ye, parlak ve şerefli ailesine ve bütün sahabe-i güzîne olsun.
İmam Şâfiî (r.h.): 150 (767) yılında Gazze’de doğdu. Doğum yerinin Askalân olduğu rivayeti bu şehrin Gazze’ye komşu oluşuna bağlanabilirse de Yemen’de dünyaya geldiğine dair rivayeti izah etmek kolay değildir. Baba tarafından soyu Hz. Peygamber’in dördüncü kuşaktan dedesi Abdümenâf ile birleşir. Şeceresinin çeşitli basamaklarında yer alan dedelerine bağlı olarak Kureşî, Muttalibî, Şâfiî nisbeleriyle anılır. Bedir Gazvesi’nde müslümanlara esir düşüp fidye vererek serbest kaldıktan sonra İslâm’ı kabul eden dedesi Sâib’e değil onun oğlu Şâfi‘a nisbetiyle şöhret bulmuştur. Anne tarafından soyu Ezd, Esed veya Kureyş kabilesine bağlanır; ancak Ezd yönündeki rivayetler tercih edilmiştir.