Enam Suresi: 130-) (Allah) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size ayetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” deyince onlar: “Kendi aleyhimize şahidiz” derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler.
Bu ayette görülen o ki dünya da yalnız değiliz. Bizimle birlikte Cinler de var. Onlar da bizim gibi yaratılmış mahluklar olup sorumlu tutulmuş varlıklardır. Hz. Adem (a.s) başta olmak üzere insanlığın yaratılışından itibaren her kavme insanlardan peygamber gelmiştir. Cinler de bu peygamberlere tabi olmuşlardır. Cinlerden peygamber gelmemiştir. İşte o peygamberler insanlara yol gösterici eğitmen rolünü de üstlenmişlerdir. Görevleri Allah’ın emir ve yasaklarını kullarına aktarmak olmuştur.
İnsanoğlunun, imanla inkâr arasında nihaî bir tercih yapmakla karşı karşıya bulunduğu, fakat aklının, bilgisinin, bütün beşerî imkânlarının doğruyu bulmakta yetersiz kaldığı kaderinin en kritik anında, Allah’ın engin rahmetinin eseri olarak gönderdiği peygamberler, ebedî kurtuluşlarını düşünen insanlar için nihaî bir fırsattır.
Âyette, “İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugünle (mahşer günüyle) karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” şeklindeki bir soru ifadesiyle bu büyük fırsatı kaçırmış olanların yaptıkları korkunç hataya dikkat çekilmekte, bir bakıma insanlar, böyle bir soru ve suçlamayla karşılaşmadan önce uyarılmaktadır.
Zira dünyanın aldatıcı zevklerine, çıkar kaygısı veya benlik davası gibi yıkıcı duygulara kapılarak peygamberlerin tebliğlerini hiçe sayan veya onları etkisiz kılmaya çalışan ve bu suretle hüsranı tercih edenlerin, mahşerde bu kaçınılmaz soruyla karşı karşıya kalınca kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik etmekten başka çareleri kalmayacaktır.
Rabbim bu kötü akıbetten hepimizi korusun. Amin.