Bir kadın Nuh Nebi’ye dedi ki:

– Yâ Nuh’ Bu gemiyi ni dersin?

Bu kuru yerde bu gemi yürümez ki!

Nuh (a.s.) buyurdu:

— Yâ hatun! Tufan olacak. Bu âlemi sular tutacak. Bana uyanları bu gemiye koyacağım, onlar da kurtulurlar. Gemiden başka hiçbir yerde kimse kurtulamaz, hepsi helâk olur.

— Yâ Nuh! Kerem et. Beni de beraberinde bu gemiye al.”

— Hay hay! Sen zayıfça bir hatunsun. Var işinde gücünde ol. Tufan olacağı zaman ben sana haber veririm.

O kadın da Nuh peygamberin vadine inanıp işiyle gücüyle meşgul oldu.

Ne zaman ki, tufan koptu, gemiye insanlar ve hayvanlar doluştular. O kalabalıkta Nuh peygamber bu kadıncağızı unuttu.

Tufan öyle oldu ki, yeryüzünün tamamını sular kapladı. Yüce dağların başında kırk arşın derinlikte sular vardı. Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseler kalmayıp hepsi boğularak kırıldılar.

Gemidekilerin cümlesi halâs bulup kurtuldu. Hak Teâlâ Kelâm-ı Kadiminde buyurur:

“Nuh dedi ki, Ey Rabbim yeryüzünde kâfirlerden bir fert dahi bırakma…” (Nuh Suresi, âyet: 26)

Hak Teâlâ zamanla suları çekti. Gemi bir dağın üstünde durdu, âlem, eskisi gibi oldu. Gemide olanlar karaya çıktılar. Bir gün gördüler ki hatun asâsına dayanmış geliyor. Nuh (a.s.)’ın önünde durdu ve dedi ki: — Yâ Nuh! Daha tufan olmadı mı? Nuh (a.s.) ve yanındakiler hayretler içinde kaldılar.

“Nuh (a.s.) dedi ki: — Yâ hatun! Tufan olup bitti, sen nerelerde idin?

Hatun: – Ben tufan diye bir nesne görmedim.

Hanede oturup beklemekte idim. Nuh (a.s.)’dan bir haber gelse de ben de gemiye binsem dedim.

Gerçi Nuh aleyhisselâm o hanımı unuttu ise de Allah Teâlâ unutmadı.

O, herkesi koruyandır.

Sitemizi yenilememiz ve daha iyi bir hizmet sunabilmemiz için yorumlarınız çok kıymetli. Biraz zaman ayırın ve bizi değerlendirin.