Araf Suresi: 3-) (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O’ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!

Bu ayette hem müşriklere hem de müminlere hitap edilmekte… Birincilerin öncelikle inkâr ve şirkten, Müslümanların da günah ve isyandan uzaklaşıp korunarak indirilen kitaba uymaları istenmektedir. Allah’ın dışında bir kısım insanları veya başka varlıkları tanrı yerine koyarak rehber edinip onların peşine düşmemeleri şiddetle vurgulanıyor.
Sadece Allah’ın kitabına tâbi olmaları emredilmektedir. Müminlerin gerçek velisi yani onları seven, yardım ve himaye eden, indirdiği kitapla yollarını aydınlatan hakiki dostları Allah’tır.
Şu halde müminler de O’nu dost ve yardımcı bilip O’nun peygamberini önder, kitabını rehber edinip o kitaba uymalı, din konusunda onun hükümlerine aykırı görüş ve inanç sahiplerine itaat etmemelidirler.

Araf Suresi: 26-) Ey Âdemoğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek giysi, süslenecek elbise indirdik. Hayırlı olan, takva elbisesidir. İşte bu(nlar), Allah’ın ayetlerindendir, belki düşünüp öğüt alırlar.
Ayette üç türlü elbiseden söz edilmiştir:
- Sadece örtünme ihtiyacını karşılayacak olan basit ve sade elbise.
- Örtünmenin yanında ziynet maksadı da taşıyan kaliteli, temiz ve düzgün elbise.
- “Takvâ elbisesi.”
Burada, sırf örtünme amaçlı elbise yanında ziynet amacı ve değeri taşıyan elbisenin de Allah’ın lütfu ve nimeti olarak anılması, pejmürde kılık kıyafeti züht ve takva gereği sayan anlayışın isabetsizliğinin kanıtıdır.

Takva elbisesi tefsirlerde “vücudu koruyan elbise; zırh, miğfer vb. savaş giysileri, mecazi olarak salih amel; iffet; iyi huy; tevhit” gibi değişik şekillerde açıklanmıştır.
Ayette takvanın “hayâ” ile ilişkisine işaret edilmekte; ayrıca dolaylı bir üslûpla takva, günah duygularını örtüp kapatan, dizginleyen ve böylece günah işlemeyi önleyen bir koruyucu, ruhu bezeyen bir erdem şeklinde takdim edilmektedir.
Yani elbise bedeni kapattığı, koruduğu ve süslediği gibi takva da hem ruhumuzun kötü duygularını örter hem de ruhumuzu süsler. Böyle olunca takva sahibi kişinin kaba, haşin, haksız, isyankâr, şehvet düşkünü, aç gözlü, edepsiz, hayasız olması düşünülemez.